Ayvalık’ta olmak, bıraktığımız tüm güzellikleri hep aynı yerinde bulacağımıza inanmak demek. Her defasında “ya artık yoklarsa?” diye belli belirsiz bir ses yükselse de içimizden, var olmuşların yok olamayacaklarına duyulan inancın…
yaz
-
-
Perşembe sabahı erken uyandığıma ancak Ayvalık’taysam sevinebilirim… Perşembe günü pazar kurulur çünkü… Ve pazara erkenden gitmek gerekir. Hem iğne atılsa yere düşmez kalabalıkta kalmamak için, hem de bastıran sıcağa yakalanmamak…
-
Şehrin anaforuna kapılalı 10 gün oldu… Uzaklardayken akıp giden zamanı aldığımız her nefeste hissediyorduk. Oysa şimdi, sabah aldığım nefesi tutup akşam bırakıyorum sanki… yaşadığım anlardan bir şey anlamaksızın, bir şeyler…
-
Ruhlarımız bir telaş bize yetişmeye çalışırken, uçarak Ege’mize kaçtık sevgilimle, benim kısacık olan yıllık iznimi, onun izninin ilk haftasını geçirmek üzere… Köklerime biraz daha su veremeseydim, artık nefes alamayacaktım şehr-i…
-
Zaman bildiğim(iz) zaman gibi değil…Geceler ve sokaklar da öyle… Ege’nin en sıcak ikliminde, aşkın mavi kanatları altındayız. Günler yine o özlediğim kıvamda akıyor geçmiş zaman kuyularına…Taş bir evin kokusunu çekiyorum…
-
Uzun bir kahve molası oldu… Uzun bir yıllık izin oldu çünkü. Ama öyle çok ihtiyacım vardı ki… Tatili bitirdiğim ve ruhumun sesini daha net duymaya başladığım bugünlerde, sizleri daha fazla…