Birçok şeye kırgın olduğum bir dönemdeyim.
Çok sevdiğim, onca emek verdiğim blogum da bunlara dahil. “Yazmayacağım artık” demiştim Emine’ye, geçenlerde konuşurken. Bir şey dememişti. Çünkü o bilir benim yazmadan yaşayamayacağımı. Bloga, sosyal medyaya, dergiye, defterlere… Ama muhakkak yazarım ben eninde sonunda. Çünkü kelimeler kanatır ve iyileştirir. Kanamazsa geçmez. Geçmezse iyileşmez.
Bu kek, uzun süre önce verilmiş bir sözdü aslında. Ben bu keki belki 10 yıl var ki yapmak istiyorum. Neden yapmadığımı da bilmiyorum üstelik. Bazen oluyor böyle. Bir şeye eliniz değmiyor. Vakti gelmiyor. Olmuyor. Olmamasının mutlaka bir nedeni oluyor. Ama siz bilmiyorsunuz. Vakti gelince ise kendiliğinden oluyor her şey. Bu kek de kendiliğinden oldu. Tabii durduk yerde tezgahımda belirmedi 🙂 Onu ben yaptım bugün. Sevgili arkadaşım Emine seviyor diye yaptım, sonra hadi gel kahve içelim dedim. Ne mutlu ki evlerimiz de çok yakın birbirine. Koşarak geldi, ben kahvemizi demlerken o da kekin bolca fotoğrafını çekti. Yani sayfada gördükleriniz onun fotoğrafları.
Fotoğraflar Instagram’a yüklendiğinden beri o kadar çok tarif isteği geldi ki, bugün blog güncellemek hiç aklımda yokken tamam yazacağım dedim. Burada dursun, ben yine yaparım bu keki 🙂 Şahane oldu gerçekten de.
Kekle ilgili bazı notlarım var öncelikle. Pişmesi biraz uzun sürüyor, üstteki meyvelerin sulu olmasından dolayı da alttaki kek biraz nemli kalıyor. Bu bizi hiç rahatsız etmedi ama siz alttaki kekin de iyice pişmesini isterseniz fırında daha uzun bırakabilirsiniz. Tabii o durumda da üst kısmın fazla kızarması söz konusu olabilir. (Eskiden bu durumlarda üzerini alüminyum folyo ile kapatır pişirmeye devam ederdik ama folyolar artık yasaklı olduğundan satılmıyor). Kısacası 45 dk sonrasında gözünüz kendisinde olsun. Ben bir saate yakın pişirdim ve fırını kapattıktan sonra da sıcakken içinde biraz beklettim. İkinci notum, çok sıcakken kesmeyin sabredin. Biliyorum, zor olacak. Ama tam lezzetini hafif ılıkken buluyor. Buzdolabında soğutulunca da güzel olur sanıyorum ama onu denemedim. Yapar ve denerseniz yazın bana olur mu?
Malzemeler:
- 6 adet orta / küçük boy olgun incir (ben sarı -Bardacık incir kullandım ama mor incir de olur)
- 5 adet mürdüm eriği
- 2 yumurta
- 3/4 su bardağı toz şeker
- 250 gr süzme yoğurt + 50 gr ev yapımı yoğurt (suluca olsun)
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 2 su bardağı un
- 1 paket kabartma tozu
- Bir tutam tuz
- 1 paket çam fıstığı
- 1-2 çorba kaşığı bal
Yapılışı:
- Erikleri ortadan ikiye kesin, çekirdeklerini çıkarın. İncirlerin kabuklarını soyup dörde bölün. Meyveleri bir kenarda bekletin. Bu arada fırını 180 dereceye ayarlayın, ısınmaya başlasın.
- Yumurtaları şekerle birlikte mikserle 5 dakika kadar çırpın. Ardından yoğurtları ve sıvıyağı ilave edip karışıncaya kadar çırpmaya devam edin.
- Un, kabartma tozu ve bir tutam tuzu ekleyip hepsi karışıncaya dek çok az daha çırpın.
- Hamuru yağlı kağıt serili yuvarlak bir kelepçeli kalıba boşaltın. Kare ya da dikdörtgen ufak bir fırın tepsiniz varsa onda da güzel olur bu kek.
- Meyveleri hamurun üzerine dilediğiniz şekilde yerleştirin. Çam fıstıklarını serpin.
- Keki fırına verip, arada kontrol ederek 45 dk – 1 saat arası pişirin. Başta dediğim gibi, sizin fırınınızda süre daha kısa ya da uzun olabilir. Kekin ortasına batırdığınız bıçak hamurdan temiz çıkıyorsa pişmiştir. Bir müddet daha sıcak fırında bekletebilirsiniz.
- Kek ılındıktan sonra üzerine bal gezdirin. Eğer incirler çok tatlıysa 1 kaşık yeterli olabilir, değilse 2 kaşık da gezdirebilirsiniz.
Afiyetle, yanında güzel bir kahveyle ve mutlaka sevdiğiniz birileriyle paylaşarak yiyin…
5 yorumlar
Tarifinize bayıldık, aynısını yapamasakta çok lezzetli görünüyor. Ellerinize sağlık
Sibel Hanım geri dönüşünüzü yeni farkettim •İyiki dönmüşsünüz , sizi zevkle takip ediyordum,devam edeceğim
Çok teşekkür ederim, sevgiyle…
ben yeni bir bloggerım yıılar önce başlayıp becerememiştim şimdi yine deniyorum sakıncası yoksa bana destek olabilir misiniz lütfen sayfamı beğenirseniz tabii ki eğer
https://duvartakvimi.blogspot.com
kucak dolusu sevgiler….
Merhaba Sibel
Valla sen bloguna ve daha bir sürü seylere kirginmissin bende senin bu bloguna kirginim. Malesef eski samimi,eski tadi bulamiyorum:(
Blog hayatina geri döndün diye sevinmistim ama ilk hayel kirikligimi onca tariflerinin linkini kopyalayip biriktirmistim simdi bu yeni sayfaya gectiginde bir ise yaramadigini anladim. Tarifleri tek tek aramaliyim bunlada kim ugrasir?
Sonra baktim geri döndün ama bazen ayda bir bazen 3-4 ayda bir senden bir haber cikiyor. Bir önceki yazinda da belirttin zaten özelin sana kalsin,kalsin ona birsey demiyoruz zaten. Ama eski samimi hava yok.
Birde neden bloguna kirginsin onu anlayamadim? Eskisi kadar okuyucu yada yazan insanlar olmadigi icin mi? Nasil olsun ki….
Bende bloguna kirginim ayda,2-3 ayda bir söyle bir bakiyorum.