Sabah erkenden yola çıkmak gerekir ama…
Gidebilmek için zamanın ağır aktığı yerlere, biraz erken kalkılıp bulutlu gökyüzünün ve yağmur habercisi sonbahar kokusunun yoldaşlığında, uzanmak gerekir şehrin dışına…
Dilerseniz eğer, hani gözlerinizi kapatıp içinizden bir dilek tutarsanız, bir köy sofrası kuruluverir önünüze. Üstelik öyle lokantada, kır kahvesinde filan değil, gerçekten bir köy evinde. Soğuk bir pazar sabahı, yağmur son anda vazgeçip yağmamış ve hava açmışken, hâlâ çok üşümenize rağmen güneşe gülümser, eve girip yeni yanmış gürül gürül sobanın önüne oturursunuz. Sırtınızdaki kemikler adeta eriyip çözülür. Hani usta bir el masaj yapmışcasına… Yanan bir sobaya sırtını verip oturmak öyle hissettirir…
Sobanın üzerine çaydanlıkta taze demlenmiş çay konmuş, o keyifli keyifli cızırdarken ekmekler kızartılmış, ev yapımı kabak ve incir reçelleri arz-ı endam eylemiş, gözlemeler pişene dek soğutulmaması gereken yumurtalara, çilli kızlara teşekkür edilerek ekmek banılmıştır.
Ama tartışmasız yıldızı bütün bu lezzetlerin, ekmektir.
Her sofranın olduğu gibi, köy sofralarının da baştacı; ekşi mayalı, sabır ve emek ürünü, mis kokulu, buğdayın armağanı ekmekler…
Şükredilir her lokmasına. Yoğuran ellere dua edilir.
Köy meydanında, kıyıda köşede, evlerin önünde kadınlar reçel, konserve, salça, erişte, ekmek, tarhana satar. Sonbaharın meyveleri dalından toplandığı gibi getirilmiştir bazı tezgâhlara. Muşmula, cennet elması, kocayemiş… Her birine gülümsersiniz. Evet, ben sevdiğim meyveleri görünce, hele ki çocukluğumu anımsatanları, gülümserim hep. Garip bir sevgi duyarım onlara, tam iştah gibi bir şey değil, bir tür sevgi. Bilmem anlıyor musunuz beni?
Bu minik bebeciklere de sevgi duydum ben. Dilerim hepsini kıymetlerini bilen birileri alır götürür, yıllar boyu saklar, çocuklarına hatıra bırakır… Dilerim emek verilmiş hiçbir şey kaybolup gitmez…
Bir kâse kocayemiş alır, tadına vararak, her yumuşacık lokmada gülümseyerek gezersiniz köy meydanını. Eve götürmek üzere kurutulmuş defne yaprakları, bitki çayları alırsınız güleryüzlü bir amcadan. Tatlı dilli bir teyzeden de ekşi mayalı ekmek. Zaten herkes öyle güleryüzlüdür ki, maviş gözlü köylü kızlar öyle güzeldir ki şaşar da kalırsınız.
Ben sonbaharda geldim dünya üzerine.
Bilmem ondan mı, hüzünlü olan her şeyde garip bir mutluluk da bulurum. Dünyaya gelebilmiş, bu şansı bulabilmiş olmanın mutluluğu mudur bu? Sonbahar olunca mevsim, nefes aldığım her anda garip bir lezzet bulurum, tam tarif edemem belki, eksik kalır anlatamam, ama bilirim…
İşte böylesi bir pazar günü de geçirirsiniz bazen.
Hani gözlerinizi kapayıp çok isterseniz… Bir dilek tutarsanız…
Cumalıkızık, Bursa
12 yorumlar
Keyif almanıza çok sevindim. Hepinize çok teşekkürler güzel yorumlarınız için!
ben de çok sevmiştim ah bide o zaman yayında olan bir dizinin müdavimleri olmasaydı. delirmişlerdi. Biz bide o konaklardan birinde kaldık.
Çok güzeldi, sayende hatırladım.
Ayaklarına saglık.
Nice bol gezilere diyen anne Çiğdem
ah sibelcim,çocukluğumu yaşamışsın.bende bursa nın orhangazi ilçesine bağlı bir köyde yaşıyorum.ev yapımı reçeller acukalar köy peyniri ve her sabah taze ekmekle yaptım kahvaltılarımı.sıcacık sobada pişen kestaneler nohutlar yemekler bir başka lezzetlidir.hele kocayemişler.babam sonbaharda dağa odun kesemeye giderdi bana avuçlar dolusu kocayemiş getiridi.nasıl hasretle beklerdim senede bir kez yediğim o kocayemişleri.2 yıldır yiyemiyorum dağların kırmızı prensesini.babam öldüğünden beri hiç kimse getirmedi.çünkü bi o bilirdi sevdiğimi…sevgiyle kal..
Sabah sabah ne güzel geldi yazınız. Hemen nerede olduğuna haritadan baktım. Gidilesi yer. Sevgiler.
enfessss bir kahvaltı…..içinde duyguda olunca dahda bir nefis olmuş…elinize dilinize sağlık
Böylemi güzel anlatılır, bravo … Ne mutlu Cumalıkızık'a, Cumalıkızıklılara…Nilgün.Korkmaz
Cumalıkızıkta zamanın nasıl geççtiğini yaşamak istiyorum bende.
Okurken dahi mutlu oldum.
Oooof kocayemisi! Ne cok severim… Bir sonraki meyvenin cicegi ile yanyana bu senenin yemisi. Cicekleri de harikadir… Ama bu yazidaki hersey pek guzel.
ne güzel bir kahvaltı öyle.Resmen canım çekti 🙂
Fotoğraflara bakarken işte dedim Cumalıkızık, işte memleketim. Çok güzel anlatmışsın Sibel eline, yüreğine sağlık.
Doyumsuz… Başka söze gerek yok!
Bu postunuzu cok begendim, sıcacık duygu dolu ve aynı zamanda o kadar leziz görüntülü.. tebrikler